in , , ,

Özel Okulların Yükselişi

Nedenleri ve Etkileri

Türkiye’de özel okul sayısı, özellikle 2012 yılındaki 4+4+4 eğitim sistemine geçiş ve 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanan eğitim öğretim teşvikleri ile belirgin bir artış göstermiştir. MEB verilerine göre, 2002 yılında sadece 1.377 olan özel okul sayısı, 2024 itibarıyla 14.352‘ye ulaşarak yaklaşık on katından fazla büyümüştür. 2023-2024 eğitim öğretim yılında toplam öğrenci sayısının yaklaşık %9.55’i (yaklaşık 1.631.000 öğrenci) özel okullarda eğitim görmektedir (MEB İstatistikleri, 2024).

Bu artışın temelinde, devletin (temel görevi olmasına rağmen) eğitim yükünü hafifletme, dershaneleri örgün eğitim sistemine dönüştürme ve eğitimde çeşitliliği artırma gibi hedefler yatmaktadır. MEB, bu adımlarla eğitimin genel kalitesini yükseltmeyi amaçladığını belirtmektedir. Özel okullar, genellikle daha düşük derslik başına düşen öğrenci sayısı (2023-2024’te özel okullarda derslik başına ortalama 12.16 öğrenci, devlet okullarında 26.04 öğrenci), gelişmiş fiziki imkanlar ve zenginleştirilmiş müfredat seçenekleri sunarak velilere cazip gelmektedir (MEB İstatistikleri, 2024).


Başarı Oranları ve Fırsat Eşitliği Tartışması

Eğitim kalitesinin temel göstergelerinden biri olan merkezi sınav başarı oranları incelendiğinde, tablo karmaşık bir görünüm sunar. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarına göre, nitelikli devlet liseleri (Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri) ile özel fen liseleri ve yabancı dilde eğitim veren özel liseler, genel özel lise kategorisindeki diğer okullara kıyasla daha yüksek başarı oranları sergilemektedir. Örneğin, 2024 YKS’de Fen Liseleri mezunlarının %79,01’i, Özel Fen Liseleri mezunlarının ise %78,43’ü örgün lisans programlarına yerleşmiştir. Buna karşılık, genel özel liselerin lisans programlarına yerleşme oranı %17,80 olarak gerçekleşmiştir (ÖSYM, 2024 YKS Yerleştirme Sonuçları Analizi). Bu durum, öğrenci seçme kriterleri ve okulların akademik odaklılığı ile yakından ilişkilidir.

Özel okulların yaygınlaşması, eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştirdiği yönünde ciddi eleştirilere neden olmaktadır. UNICEF’in Türkiye raporları ve çeşitli akademik çalışmalar, sosyo-ekonomik durumun eğitim başarısı üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Yüksek özel okul ücretleri, dar gelirli ailelerin çocuklarının bu okullarda eğitim almasını imkansız hale getirmekte, bu da eğitimdeki sosyo-ekonomik ayrışmayı artırmaktadır.

MEB, bu konuda ücretsiz ders kitapları (2003’ten beri), taşımalı eğitim (yaklaşık 1.2 milyon öğrenciye ulaşım desteği), pansiyonlu okullar ve ihtiyaç sahibi öğrencilere sağlanan özel okul teşvikleri (2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren 350 bin civarında öğrenciye teşvik sağlandı) gibi farklı politikalarla fırsat eşitliğini desteklediğini belirtmektedir (MEB Stratejik Planı, 2024-2028). Ancak, özel okul artışının bu alandaki mevcut eşitsizlikleri pekiştirdiği düşünülmektedir.

Velilerin Omuzlarındaki Mali Yük: Fiyatlar ve “Bağışlar”

Özel okul sayısındaki artışla birlikte, bu okulların fiyatları da enflasyonun üzerinde seyreden oranlarda yükselmiştir. MEB, ara sınıf zam oranlarına üst sınır getirse de, bu sınırlar piyasa gerçeklerinin gerisinde kalabilmektedir. Örneğin, 2023-2024 eğitim öğretim yılı için özel okulların ara sınıf zam oranı %65 olarak belirlenirken, 2024 yılı genel enflasyonu (TÜFE) %64.77 (Mayıs 2024) civarında seyretmiştir. Ancak başlangıç sınıflarındaki astronomik fiyat artışları ve yemek, servis, kitap gibi ek kalemlerdeki yükselişler, velilerin üzerindeki mali yükü ağırlaştırmıştır. 2025-2026 dönemi için ara sınıflarda tavan zam oranı %54.8, ek hizmetlerde ise %49.8 olarak belirlenmiştir (MEB Duyurusu, 2025).

Devlet okullarında eğitim Anayasa gereği ücretsiz olmasına rağmen, aileler için önemli doğrudan ve dolaylı maliyetler bulunmaktadır. En tartışmalı konu ise kayıt sırasında veya yıl içinde talep edilen, yasal olmayan “bağış” adı altındaki ücretlerdir. Bu bağışlar, okulun konumu, prestiji ve algılanan öğretmen kalitesiyle doğru orantılı olarak artış gösterebilmektedir. Özellikle metropol şehirlerdeki popüler devlet okullarında (İstanbul, Ankara, İzmir gibi), bu bağışların 100 bin TL’ye kadar çıkabildiği yönünde kamuoyuna yansıyan haberler bulunmaktadır (Hürriyet, Milliyet gibi basın yayın organları). Bu durum, devlet okullarında dahi eğitim maliyetinin veliler için önemli bir yük haline geldiğini ve “ücretsiz eğitim” ilkesinin pratikte tam olarak işlemediğini göstermektedir. Bu bağışlar genellikle okulun yasal kuruluşu olan Okul Aile Birliği’ne yapılmaktadır.

2024 yılı itibarıyla, bir devlet okulu öğrencisinin kırtasiye, kıyafet, yemek/kantin ve servis gibi temel giderlerinin yıllık maliyetinin, okula ve şehre göre değişmekle birlikte, on binlerce lirayı bulduğu tahmin edilmektedir. Bazı sendikalar ve sivil toplum kuruluşları, okula başlama maliyetlerinin 2023’e göre %90’ın üzerinde arttığını rapor etmektedir (Eğitim-Sen Raporları).

Dengeli Bir Yaklaşım İhtiyacı

Türkiye’de özel okulların artışı, eğitim sistemine yeni dinamikler katmış ve bazı alanlarda kalite artışına olanak tanımıştır. Ancak bu dönüşüm, eğitimde fırsat eşitliği, erişilebilirlik ve velilerin finansal yükleri gibi temel sorunları da beraberinde getirmiştir.

Eğitimde gerçek bir kalite artışı ve fırsat eşitliği sağlanması için, yalnızca özel okulların sayısının artırılması yeterli değildir. Aksine, devlet okullarının fiziki imkanlarının iyileştirilmesi, öğretmen niteliğinin yükseltilmesi, müfredatın güncellenmesi ve öğrenci başına düşen bütçenin artırılması hayati önem taşımaktadır. MEB’in 2024-2028 Stratejik Planı’nda da “Eğitimde Fırsat Eşitliği” ve “Kaliteli Eğitime Erişim” temel hedefler arasında yer almaktadır. Eğitimin bir kamu hizmeti olduğu ve tüm vatandaşlara eşit ve nitelikli bir şekilde sunulması gerektiği ilkesinden ödün vermeden, özel sektörün eğitimdeki rolü dikkatle düzenlenmelidir. Şeffaf ve denetlenebilir bir sistemle, “bağış” adı altındaki yasa dışı uygulamaların önüne geçilmesi ve velilerin üzerindeki mali yükün hafifletilmesi, eğitimde adil bir geleceğin inşası için elzemdir.

Referanslar:

  • Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İstatistikleri (Yıllık Eğitim İstatistikleri Yayınları)
  • Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Stratejik Planı 2024-2028.
  • ÖSYM Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Yerleştirme Sonuçları Analizleri (İlgili yıllar).
  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verileri.
  • Basın yayın organları haberleri (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet vb. – “Devlet okullarında bağış” veya “özel okul zamları” konulu haber arşivleri).
  • Eğitim sendikalarının (Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen vb.) eğitim maliyetleri ve eşitsizlikleri üzerine hazırladığı raporlar.
  • UNICEF Türkiye Ülke Programı Raporları (Eğitim Bölümleri).

Yazar: Osman Biçim

Eğitim Günlüğü Yazarı
Eğitimci

Oyunu ver

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir